Yaşama dair herşey!
Cildinize sürdüğünüz nedir « Geri
Cildinize sürdüğünüz nedir
İyi bir cilt bakımı herkes için önemlidir. Öte yandan, pekçok üründe bulunan kimyasallar cildinize iyi gelmekten çok zarar verebilir. Organik ürünler ise zararlı yan etkileri olmaksızın dış görünüşünüze faydalı ve doğal yollarla katkıda bulunur.
Eğer kullandığınız cilt bakım ürünleri doğal içerik ihtiva etmiyor ise her gün çok az miktar cilt bakım ürünü kullanmak bile vücutta tehlikeli miktarlarda kimyasal birikimine neden olabilir. Chemical Safe Skincare Research tarafından 2006 yılında yapılan bir çalışmaya göre, ortalama bir kadın her gün 12 çeşit bakım ürünü kullanıyor ve bunlar 175 çeşit kimyasal ihtiva ediyor. Cilde sürülen ürünlerin yüzde 60ı ise vücut tarafından emiliyor ve içeriye nüfuz ediyor. Böylece araştırmalara göre, ortalama bir kadın her yıl 2,25 kilo kimyasal tüketmiş oluyor.
Eğer sürülen malzemenin içeriği organik ise bu durum bir sorun teşkil etmiyor. Çünkü bu maddeler vücudun doğal süreciyle etkileşime geçerek vücuttan atılıyor.
Öte yandan sorun, pekçoğu sentetik içerik ihtiva eden ürünlerde ortaya çıkıyor. Cilt bakım ürünlerinde kullanılan 10,500 kadar ya da daha fazla insan yapımı kimyasal madde ciltte zararlı yan etkilere neden olmazken, 2000-3000 kadarı cilt rahatsızlıkları ve alerjilerden başlayarak hormonal bozukluklara, doğum kusurlarına ve hatta kansere bile neden olabilecek reaksiyonlara sebebiyet veriyor.
Çok sayıda bilim adamı 200den fazla farklı tip kanserin en az yüzde 80inin toksik ve sentetik kimyasallar nedeniyle oluştuğu konusunda hemfikirler.
Vücutta kimyasal birikiminin etkileri arasında nispeten yeni ve tartışmalı bir alan da var. Buna Çoklu Kimyasal Hassasiyet (Multiple Chemical Sensitivity -MCS) adı veriliyor. Toksik hasar, kimyasal hasar, 20. yüzyıl sendromu, ortam hastalığı, Hasta-Bina Sendromu, idyopatik ortam intoleransı ve toksik takviyeli tolerans kaybı (TILT) olarak da adlandırılan bu kronik durum, düşük seviyelerde belirli kimyasallara maruz kalmanın neden olduğu belirtilerle karakterize ediliyor. Bu belirtiler arasında burun akıntıları, göz kaşıntıları, başağrısı, boğaz kaşıntısı, kulak ağrısı, kafa derisi ağırısı, zihinsel karışıklık ve uykusuzluk, kalp çarpıntısı, mide bozukluğu, bulantı ve/veya ishal, karın bölgesi krampları, eklem ağrıları bulunuyor. Ayrıca pekçok kişi de kendisini sürekli hasta hissediyor ve zamanının büyük kısmınız rahatsız olarak geçiriyor.
Çok sayıda tıbbi organizasyon MCSleri gerçek bir hastalık olarak reddetse de, klinik çalışmalar bu rahatsızlıkların belirtilerinin sürekli olarak kimyasallara maruz kalınmasıyle ortaya çıktığını ve bu koşulların ortadan kalkması halinde ise MCS belirtilerinin çoğunlukla kesildiğini gösteriyor. ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü ayrıca bu maddelerin genetik oluşumlarına işaret ederek bazı kişilerin diğerlerine oranla MCSlere daha eğilimli olduğunu belirtiyor.
Eğer kullandığınız cilt bakım ürünleri doğal içerik ihtiva etmiyor ise her gün çok az miktar cilt bakım ürünü kullanmak bile vücutta tehlikeli miktarlarda kimyasal birikimine neden olabilir. Chemical Safe Skincare Research tarafından 2006 yılında yapılan bir çalışmaya göre, ortalama bir kadın her gün 12 çeşit bakım ürünü kullanıyor ve bunlar 175 çeşit kimyasal ihtiva ediyor. Cilde sürülen ürünlerin yüzde 60ı ise vücut tarafından emiliyor ve içeriye nüfuz ediyor. Böylece araştırmalara göre, ortalama bir kadın her yıl 2,25 kilo kimyasal tüketmiş oluyor.
Eğer sürülen malzemenin içeriği organik ise bu durum bir sorun teşkil etmiyor. Çünkü bu maddeler vücudun doğal süreciyle etkileşime geçerek vücuttan atılıyor.
Öte yandan sorun, pekçoğu sentetik içerik ihtiva eden ürünlerde ortaya çıkıyor. Cilt bakım ürünlerinde kullanılan 10,500 kadar ya da daha fazla insan yapımı kimyasal madde ciltte zararlı yan etkilere neden olmazken, 2000-3000 kadarı cilt rahatsızlıkları ve alerjilerden başlayarak hormonal bozukluklara, doğum kusurlarına ve hatta kansere bile neden olabilecek reaksiyonlara sebebiyet veriyor.
Çok sayıda bilim adamı 200den fazla farklı tip kanserin en az yüzde 80inin toksik ve sentetik kimyasallar nedeniyle oluştuğu konusunda hemfikirler.
Vücutta kimyasal birikiminin etkileri arasında nispeten yeni ve tartışmalı bir alan da var. Buna Çoklu Kimyasal Hassasiyet (Multiple Chemical Sensitivity -MCS) adı veriliyor. Toksik hasar, kimyasal hasar, 20. yüzyıl sendromu, ortam hastalığı, Hasta-Bina Sendromu, idyopatik ortam intoleransı ve toksik takviyeli tolerans kaybı (TILT) olarak da adlandırılan bu kronik durum, düşük seviyelerde belirli kimyasallara maruz kalmanın neden olduğu belirtilerle karakterize ediliyor. Bu belirtiler arasında burun akıntıları, göz kaşıntıları, başağrısı, boğaz kaşıntısı, kulak ağrısı, kafa derisi ağırısı, zihinsel karışıklık ve uykusuzluk, kalp çarpıntısı, mide bozukluğu, bulantı ve/veya ishal, karın bölgesi krampları, eklem ağrıları bulunuyor. Ayrıca pekçok kişi de kendisini sürekli hasta hissediyor ve zamanının büyük kısmınız rahatsız olarak geçiriyor.
Çok sayıda tıbbi organizasyon MCSleri gerçek bir hastalık olarak reddetse de, klinik çalışmalar bu rahatsızlıkların belirtilerinin sürekli olarak kimyasallara maruz kalınmasıyle ortaya çıktığını ve bu koşulların ortadan kalkması halinde ise MCS belirtilerinin çoğunlukla kesildiğini gösteriyor. ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü ayrıca bu maddelerin genetik oluşumlarına işaret ederek bazı kişilerin diğerlerine oranla MCSlere daha eğilimli olduğunu belirtiyor.
-
Bu haber için yorumlar (0 adet)
Şu an okunanlar
Cildinize sürdüğünüz nedir
Kadınlar ve erkekler arasndaki 10 önemli fark
Saçlarda Mükemmel Bukleler
Koç
Yatakta keyifli bir gün geçirin