Yaşama dair herşey!
Aşkı başlatan kadın! « Geri
Aşkı başlatan kadın!
Kadın, koku yoluyla erkeğin bağışıklık sistemi hakkında bilgi sahibi oluyor ve ona ilk aşk sinyallerini göndererek, aşkı başlatıyor! Kokuyla başlayan sinyaller, daha sonra gözlerle kurulan iletişim, ses ve dokunma ile aşkı ortaya çıkarıyor.
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Özgünen, aşk kavramının kadın ve erkekte ergenlik çağlarında başladığını, sevginin ise kişinin kendisini Ben kimim?, Neyim?, Neden dünyaya geldim? gibi sorularla tanımaya başladığı süreçte ortaya çıktığını belirtti. Özgünen, aşkın kendi biyolojik karşılıkları olan kurallarının bulunduğunu, sevginin ise bundan farklı olarak, daha değişik gereksinimlere yönelik ve üreme işlemiyle ilgisi olmayan bir organizasyon olduğunu söyledi.
Aşk dürtüsünün 4 duyunun harekete geçmesiyle başladığını ifade eden Özgünen, aşkın başlaması için ilk olarak karşıdaki kişinin kokusunun beynindeki aşk dürtülerinin uyarılması gerektiğini vurguladı. Özgünen, kokuyla başlayan paylaşımların daha sonra sesi ve görüntüsü beğenilen kişiye dokunmakla devam ettiğini kaydetti. Kadının koku yolu ile karşısındaki erkeğin bağışıklık sistemi hakkında bilgi sahibi olduğunu ifade eden Özgünen, şunları söyledi:
Eşler seçim yaparken kendi bağışıklık sisteminden çok daha farklı sisteme sahip olan kişilere yönelir. Bunun nedeni ise kadının doğacak çocuğunu daha gelişmiş bir bağışıklık sistemiyle dünyaya getirmek isteğidir. İlk olarak kokuyla başlayan sinyaller, daha sonra gözlerle kurulan iletişim, ses ve dokunma ile aşkı ortaya çıkarır. Bu nedenle aşk, hiçbir zaman erkek tarafından başlatılmaz, seçimi kadınlar yapar.
Özgünen, ilk sinyalleri kadınların gönderdiğini ve daha sonraki sürecin erkek-kadın ilişkisi içinde geliştiğini kaydetti.
Prof. Dr. Tuncay Özgünen: "Aşk, hiçbir zaman erkek tarafından başlatılmaz, seçimi kadınlar yapar"
Eş seçiminde erkeğin kendisine özgü kriterleri olmadığını belirten Özgünen, erkeğin biyolojik olarak güzel olana yöneleceğini, çocuğunu en sağlıklı şekilde taşıyacak, besleyecek, doğuracak ve bakacak kadını aradığını ifade etti. Özgünen, kadının ise özgül olduğunu ve belirli sisteme göre ölçüp tartarak en iyi partneri seçmeye özen gösterdiğini belirterek, İlk olarak erkeğin kokusunun kendisine uygun olup olmadığına karar verir daha sonra görüntüsüne dikkat eder. Zeka, güvenilirlik, iletişim, erkeğin kendinden mutlu olması kadınların aradığı özelliklerdir. Kadın için cinsellik son sıralardadır diye konuştu.
Aşkla başlayan evlilik çabuk bitiyor
Özgünen, üreme çağının çok yoğun baskısı altındaki kişilerin, aşkı ve sevgiyi birbirine karıştırdığını, bunun boşanmalar, yanlış anlaşımlar ve yorumlara neden olduğunu vurguladı. Evliliğin sevgi temeli üzerinde yürüyen ve kurallara dayanan bir kurum olduğunu belirten Özgünen, aşkla başlayan evliliklerin ise çoğunlukla hüsranla sonuçlandığını kaydetti.
Özgünen, aşkın erkek için günlük olduğunu, kadında da değişikler olsa bile en fazla 4 yıl sürdüğünü, bu sürecinde doğacak bebekten kaynaklandığını belirtti.
Özgünen, sevginin genellikle dünya görüşleri birbirleriyle örtüşen partnerler arasında gerçekleştiğini, aşkın ise birbirinden en uzak kitleler arasında meydana geldiğini söyledi. Bu nedenle aşkın batmaya mahkum olduğunu ifade eden Özgünen, Farklı yapılara sahip kişiler arasındaki ilişki fazla uzun sürmez. Balayı dönemi bittiği zaman evlilik de bitiyor. Aşkta cinsiyet ve cinsellik ön planda, sevginin ise cinsiyetle ilgisi yok diye konuştu.
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Özgünen, aşk kavramının kadın ve erkekte ergenlik çağlarında başladığını, sevginin ise kişinin kendisini Ben kimim?, Neyim?, Neden dünyaya geldim? gibi sorularla tanımaya başladığı süreçte ortaya çıktığını belirtti. Özgünen, aşkın kendi biyolojik karşılıkları olan kurallarının bulunduğunu, sevginin ise bundan farklı olarak, daha değişik gereksinimlere yönelik ve üreme işlemiyle ilgisi olmayan bir organizasyon olduğunu söyledi.
Aşk dürtüsünün 4 duyunun harekete geçmesiyle başladığını ifade eden Özgünen, aşkın başlaması için ilk olarak karşıdaki kişinin kokusunun beynindeki aşk dürtülerinin uyarılması gerektiğini vurguladı. Özgünen, kokuyla başlayan paylaşımların daha sonra sesi ve görüntüsü beğenilen kişiye dokunmakla devam ettiğini kaydetti. Kadının koku yolu ile karşısındaki erkeğin bağışıklık sistemi hakkında bilgi sahibi olduğunu ifade eden Özgünen, şunları söyledi:
Eşler seçim yaparken kendi bağışıklık sisteminden çok daha farklı sisteme sahip olan kişilere yönelir. Bunun nedeni ise kadının doğacak çocuğunu daha gelişmiş bir bağışıklık sistemiyle dünyaya getirmek isteğidir. İlk olarak kokuyla başlayan sinyaller, daha sonra gözlerle kurulan iletişim, ses ve dokunma ile aşkı ortaya çıkarır. Bu nedenle aşk, hiçbir zaman erkek tarafından başlatılmaz, seçimi kadınlar yapar.
Özgünen, ilk sinyalleri kadınların gönderdiğini ve daha sonraki sürecin erkek-kadın ilişkisi içinde geliştiğini kaydetti.
Prof. Dr. Tuncay Özgünen: "Aşk, hiçbir zaman erkek tarafından başlatılmaz, seçimi kadınlar yapar"
Eş seçiminde erkeğin kendisine özgü kriterleri olmadığını belirten Özgünen, erkeğin biyolojik olarak güzel olana yöneleceğini, çocuğunu en sağlıklı şekilde taşıyacak, besleyecek, doğuracak ve bakacak kadını aradığını ifade etti. Özgünen, kadının ise özgül olduğunu ve belirli sisteme göre ölçüp tartarak en iyi partneri seçmeye özen gösterdiğini belirterek, İlk olarak erkeğin kokusunun kendisine uygun olup olmadığına karar verir daha sonra görüntüsüne dikkat eder. Zeka, güvenilirlik, iletişim, erkeğin kendinden mutlu olması kadınların aradığı özelliklerdir. Kadın için cinsellik son sıralardadır diye konuştu.
Aşkla başlayan evlilik çabuk bitiyor
Özgünen, üreme çağının çok yoğun baskısı altındaki kişilerin, aşkı ve sevgiyi birbirine karıştırdığını, bunun boşanmalar, yanlış anlaşımlar ve yorumlara neden olduğunu vurguladı. Evliliğin sevgi temeli üzerinde yürüyen ve kurallara dayanan bir kurum olduğunu belirten Özgünen, aşkla başlayan evliliklerin ise çoğunlukla hüsranla sonuçlandığını kaydetti.
Özgünen, aşkın erkek için günlük olduğunu, kadında da değişikler olsa bile en fazla 4 yıl sürdüğünü, bu sürecinde doğacak bebekten kaynaklandığını belirtti.
Özgünen, sevginin genellikle dünya görüşleri birbirleriyle örtüşen partnerler arasında gerçekleştiğini, aşkın ise birbirinden en uzak kitleler arasında meydana geldiğini söyledi. Bu nedenle aşkın batmaya mahkum olduğunu ifade eden Özgünen, Farklı yapılara sahip kişiler arasındaki ilişki fazla uzun sürmez. Balayı dönemi bittiği zaman evlilik de bitiyor. Aşkta cinsiyet ve cinsellik ön planda, sevginin ise cinsiyetle ilgisi yok diye konuştu.
-
Bu haber için yorumlar (0 adet)
Şu an okunanlar
Aşkı başlatan kadın!
İştah kesen yiyecekler
Thom Browne ekoseli erkek takımları
Britney Spears
Mudo collection 2009