Yaşama dair herşey!

Yaşam Koçları « Geri

E-posta 04.12.2011'de eklendi.
Yaşam Koçları Pınar Özgüner ve Manolya Özek,kişinin yaşam kalitesini yükseltmek için çaba gösteren iki yaşam koçu... İkisi de daha iyi bir yaşam için yol gösteriyor.
1980'li yıllarda "koç" dendiğinde akla tek kanallı televizyonun unutulmaz dizisi Beyaz Gölge gelirdi. Haylaz bir basketbol takımı ve onların yakışıklı koçu Reeves'i anlatan bir gençlik dizisiydi Beyaz Gölge. Dönemin gençleri bu koç tanımını çok sevmişti. O yıllarda, dizinin etkisiyle basketbol oynamaya başlayanların sayısı hayli fazlaydı. Aradan yaklaşık 20 yıl geçip, 2000'li yıllara gelindiğinde ise artık adım attığımız her alanda karşımıza bir koç çıkmaya başladı. Oyuncu koçu, doğum koçu, yaşam koçu...
Bir spor maçının teknik kurallarını anlatmak ve bir koçtan yardım almak anlaşılabilir elbette. Ama yaşamın koordinatları, teknik yanlışlıkları ve faulleri olmadığına göre, bu koçlar bize neyi, nasıl öğretiyor.
Psikolog-Yaşam koçu Pınar Özgüner ve Manolya Özek'e göre artık herkesin birer koçu olmalı. Koç denilince akla hemen sabahtan akşama kadar her daim yanınızda olan bir yardım meleği gelmesin tabii... Koçluğun da bir sınırı var.

YAŞAM KALİTESİ
-Yaşam koçu nedir? Ne yapıyorsunuz siz insanlara?
-M.Ö:Kişinin seçtiği yaşamı, "yaşamasını" sağlıyoruz. Yaşam koçu, kişinin özünde ne istediğini anlamasını, yaşam kalitesini yükseltmesini, hayatındaki değerleri, istekleri farketmesini sağlayan kişidir.
-Size gelen kişi, 'Yaşamımdan memnun değilim, siz bana yeni bir düzen kurun' mu diyor?
-P.Ö: Hayır. Kişinin hayatı ile ilgili belli alanlarda mutsuzlukları oluyor. Aile, işyeri, arkadaş, patron ilişkileri ile ilgili sorun yaşıyor. İsteklerini yerine getiremiyor.
-Bu durumdaki kişiye ne yapıyorsunuz?
-P.Ö:İnsanların önce sorunlarını tanımlıyoruz. Bir yaşam çarkı var. Bu çarkın her bir diliminde bir yaşam kavramı yer alıyor. Sağlık, para, duygusal hayat, aile ilişkileri, spor, hobi alanları... Kişiye, her bir yaşam kavramı için 10 üzerinden kendine not vermesini istiyoruz. En düşük notları verdiği alanlarla ilgili çalışıyoruz.
-Böylece kişinin hangi alanlarda sorun yaşadığı tespit ediliyor öyle mi?
-P.Ö: Puanlamanın ardından önce kişi, hangi alanlarda sorun yaşadığını farkediyor. İnsanlar çoğu kez ne istediklerini bilmiyorlar.

YAKINMA ALIŞKANLIĞI
-Bu ilginç bir tespit.
-P.Ö:Bizler, kültürel olarak yakınmaya alışmışız. Ancak, sürekli yakınan bu kişiye 'peki ne istiyorsun' diye sorulduğunda yanıt bulunmuyor. Kişiler, 'İstediğim şeyi elde edince ne olur. Hayatımda ne farklılaşır' gibi soru ve yanıtlarıyla beklentilerini net olarak tanımlamalı. Bu aşamadan sonra bizler yaşam koçu olarak, o isteğe giden yolda, stratejileri belirliyoruz.
-Örnek verelim.
-P.Ö:Diyelim ki kişi zayıflamak istiyor. Demeli ki 'Üç ayda 10 kilo vermek istiyorum.' Düzenli spor, sağlıklı yemek gibi eylem planları yapılıyor. Düzenli beslenmesi için örneğin her pazartesi meyve, her salı sebze yemesi gibi plan oluşturuluyor. Kişi, yaşam koçu ile her görüşmeye geldiğinde bu eylem planlarını yaşama geçirmiş olması gerekiyor. Her eylemde biraz daha hedefe yaklaşıyor. Diyelim ki kişi işinde mutsuz, zam istiyor ama bunu patronuna söyleyemiyor. O haftaki görevi patronu ile konuşmak. Arkadaşları ile ilişkisi kötü. Onlara hayır diyemiyor. Kendisinin bu planlamaya göre o hafta üç kişiye hayır demesi gerekiyor. Böyle bir planlama ve eylem çalışmaları yapıyoruz.
-İyi de bunları yapmak için neden yaşam koçuna ihtiyacımız var?
-M.Ö: Yaşam koçu, sizi dinler, anlar ve bu yolculukta yanınızdadır. Koçu, kişiyi çok iyi dinliyor. Özünde ne istediğini, onu neyin mutlu edeceğini anlıyor. Etrafımızda arkadaşlarımız, ailelerimiz var. Onlar bizim iyiliğimizi istiyorlar. Ama bir şekilde herkesin kendine ait bir yargısı var. Bu yargılar kapsamında bizim iyiliğimizi istiyorlar. Ancak yaşam koçu tamamen objektif ve olayın dışında. Dışarıdan bakıp, büyük fotoğrafı görüp, kişinin hayatı hangi noktada ve nerede olmak istiyor sorusunun yanıtını arıyor. Bunu anlıyor ve sizin de yanıtı bulmanızı sağlıyor. Hayatta hep isteklerimizi ertelemiyor muyuz? Ancak kişi böyle bir hizmet alınca, isteklerini ertelemiyor. Hedef ve stratejiler belirlediği için yaşam koçu ile olaya motive oluyor. 'Şunu hedefliyorum ve yaşam koçum ile beraber bu yolda ilerliyorum' diyor.

SORUNLARI ÇÖZMEK
-P.Ö:Kişiliğin gelişmesi 0-7 yaş döneminde oluyor. Çocuğu büyüten bakıcı, anne-baba, akraba, öğretmen kişinin beyin duvarlarına olumlu ve olumsuz yazılar yazıyor. Potansiyelemiz bu 0-7 yaş döneminde biçiliyor. Bize söylenenleri o dönem kabul ediyoruz. Her istediğini söyleyen, tepkilerini açıkca ortaya koyan çocuk yaramaz olarak nitelendirilir. Onun yerine annesinin yanındaki sessiz çocuk usludur ve o aferim alır. Bu nedenle biz örneğin hayır demeyi öğrenemiyoruz. Kendimizi ve isteklerimizi ortaya koyamıyoruz. Kişinin, bir yaşam koçu ile beraber bu sorunlarını çözmesi gerekiyor.
-Yaşam koçunun psikologtan farkı nedir?
-M.Ö:Yaşam koçunun daha somut bir çalışma sistemi var. Kişi buraya, örneğin işinde mutsuz olduğu için geliyor. Bu durumda yaşam koçu, psikolog gibi geçmişle uğraşmıyor. Mevcut duruma ve geleceğe odaklanıyor.
-Yaşam koçu kişinin yaşamında radikal değişimler yaptırıyor mu? Size, 'Ben müdürüm ama aslında şarkıcı olmak istiyorum' diye gelen var mı?
-M.Ö:Önemli olan kişiye radikal değişimler yaptırmaktan ziyade, hayatındaki dengeyi sağlamak. İnsanlar çoğunlukla iş-yaşam dengelerini kuramıyor.
Kişi, tüm enerjisini işine veriyor, özel yaşamına ya da arkadaşlarına zaman bırakmıyor. Spor-sanat hobisi yok. Bundan dolayı da mutsuzluk yaşıyor. Şarkıcı olmak yerine, bu müzik isteğini hobi olarak yaşamında düzenliyoruz.

HAYAT ÇOK HIZLI
-Yaşam koçluğu neden son dönemde bu kadar popülerleşti?
-M.Ö:Çok hızlı yaşıyoruz. Herkes herşeye sahip. Bilgisayar, internet, tv, gazete... İki üç ayda bir sıkılıp başka bir şeye geçiliyor. Bu hız insanları yoruyor. Eskiden daha toplumsal ve kültürel değerler önemliyken, artık daha Amerikanvari bir toplum oluyoruz. Birey, yalnızlaşıyor. En çok da gençler...
Onlar her istediklerini alan anne-babalarına karşı saygısızlar. Ne istediklerini bilmiyorlar. Bu nedenle yaşam koçluğu en çok da gençler için önemli.
-P.Ö:Bir söz var: "Eğer 10 dakikalık mutluluk istiyorsan bir bardak portakal suyu iç. Bir ay mutlu olmak istiyorsan aşık ol. Bir yıl mutlu olmak istiyorsan evlen. Bir ömür mutlu olmak istiyorsan işini sev". İş çok önemli. Yaşantımızın yüzde 80'nini işimiz oluşturuyor. Ancak, insanlar mutsuz çalışıyor. Mutsuz çalışan kişi minumum 8-9 saatini olumsuz geçiriyor. Bir o kadar da uyusa, geriye ne kalır. İşini seven başarılı olur. Yaşam toksinlerini üzerimizden atmak gerekiyor.
-Yaşam koçu denince sanki her an yanımızda olacak bir kişiymişsiniz gibi algılanıyor. Diyelim ki size gelen kişinin toplum önünde konuşma problemi var ama konferansa konuşmacı olarak katılacak. Orada olmanız istedi...
-M.Ö:Kişinin bazı şeyleri yalnız yapması gerekiyor. Ama bu durum kişi için çok stresliyse. Yaşam çarkında kendine en düşük puanı verdiği konuysa tabii ki gidilebilir. Psikolog kişi ile 50 dakika görüşür. Ama yaşam koçu kişinin yaşamının içindedir. Bazı psikologlar danışanı ile dışarıda karşılaşınca konuşmaz. Oysa yaşam koçu öyle değil. Ama kişi alışıp her işini yaşam koçu ile yapmak istememeli tabii. Sınırları çizmek lazım.

SERTİFİKA ALDIK
-Birlikte çalışmaya nasıl karar verdiniz?
-P.Ö:İkimizin de iş ile ilgili farklı deneyimleri vardı. Sonra birlikte iş yapmaya karar verdik. ABD'deki bir okulun İstanbul temsilciliğinde yaşam koçluğu ile ilgili kurs ve sertifika aldık. Psikolog ve yaşam koçluğunu birleştirdik.
-Psikolog olmak zor değil mi? Karşınızdaki kişinin mimikleri, jestleri, davranışları ile sizinle ilgili ne hissetiğini daha kolay anlarsınız. Size söylenen yalanları da mesela...
-P.Ö: İnsanları çok fazla yorumluyorum. Eşimle tartıştığımızda da bana 'Yeter artık psikolog psikolog konuşma, sıkıldım diyor'.
-M.Ö:Bazen basit görmek hayatı kolaylaştırıyor. Tabii biz artık bunu yapamıyoruz. Her konuyu daha detaylı görüyoruz. Bazen zor bazen kolay bir durum.

Kimdir?
Pınar Özgüner 28 yaşında. 2 yıllık evli. Manolya Özek, 27 yaşında.
Her ikisi de psikolog ve yaşam koçu. Psikolojik Danışmanlık&Koçluk Merkezi'nde hizmet veriyorlar.

  • Bu haber için yorumlar (0 adet)

    • Geri İleri

Şu an okunanlar

.

Cengiz Abazoğlu koleksiyon

Cengiz Abazoğlu son haute couture koleksiyonu Paris George V otelde bir kokteylle basına tanıtıldı. Haute Couture Koleksiyonu İlkbahar/Yaz 2010 sizin için bazı seçtiklerimiz....

.

Kadınların vazgeçemediği 10 erkek

Bazı kadınlar sarışın sever, bazıları esmer. Fiziksel özellik bakımından belki anlaşamayabilirler ama bir erkekte aradıkları özellikler hemen hemen aynıdır; güçlü olsun, güvenilir...

.

Topshop treçkot

Topshop trençkot modelleri ciddi keskin çizgilerle şıklık birleştirilmiş. Özellikle askeri bir stilde göze çarpıyor.Bu kış çekici olmak isteyen bayanlar için koyu ve açık...

.

Mecedes benz moda haftası avustralya ilkbahar yaz

Mecedes benz moda haftası avustralya ilkbahar yaz 2012/2013 Sidney de moda nın kalbi atmaya başladı. İşte CARL KAPP 2012/2013 ilkbahar yaz koleksiyonundan görüntüler....

.

2007 yaz modası karmakarışık

P&G Beauty Trend Raporu’na göre 2007 modası kadınları karmaşaya sürüklüyor. Doğallıkla yapaylık, güvenli bir duruşla savunmasız bir duruş, çarpıcı renklerle pastel tonlar arasında...

Yaşam Koçları

Bu makaleyi eposta olarak göndermek için lütfen aşağıdaki bilgileri doldurunuz.

Yaşam Koçları